Sayfalar

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Mezuniyet Düğünü

Balo hazırlığından sonraki devam yazısı.

Giyinmiş süslenmiş bir vaziyette yurdun önünde arkadaşlarımın beni almasını beklerken aklıma otellerde yapılan düğünlere kıl olduğum geliverdi. Dedim ki "Ben de kitap gibi kız'sam o tuhaf masa düzenlerini sabote ederim!" Biliyorsunuzdur, on kişilik yuvarlak şık masalarının ortasına kocaman abartılı bir vazo koyuyorlar. Masa süsüymüş haspam. Allahım yarabbim kimse onun yüzünden karşıdakini göremiyor ki. O halde benim ilk sabotajım bu vazoları cebren ve hileyle kaldırmak olmalıydı. (Gerçi baloda oynamaktan başka da bir sabotaj yapamadım.)

Neyse arkadaşlarım geldi otele doğru yollandık. Ben "Ayy yarım saat önce geldik. Şu işe bak meraklı gibi görüneceğiz." derken bir baktık ki bir yirmi kişi daha önceden gelmiş bile. Halbuki endişelenmeye ne gerek var, meraklı olacağız herhalde. Mezun oluyoruz boru mu?

................

Neyse efendim şimdi balo izlenimlerimize başlasak iyi olacak artık. Oyalamayalım, herkesin işi gücü var, değil mi ama.

- Bir kere bence bu "balo" adı kadar gereksiz bir şey yok. Zira Ne bileyim mezuniyet partisi ya da dur dur buldum mezuniyet düğünü desek çok daha iyi olur. Zira bir kaç serdar ortaç şarkısı hariç bildiğin Ankara havaları, halay, horon çalıp durdu. Yahu hiç bir düğünde bu kadar çok oynadığımı hatırlamıyorum. (Apaçi müziği hariç tabi. Biraz onamaya çalıştım ama o garip tuhaf figürleri yapmaya içim el vermedi. demek ki kendimi o kadar da çok kaybetmemişim.)

- Kıyafetler de düğün ismine yakışır cinstendi zaten. Herkes abiye seçimi konusunda bildiğin son noktayı koymuş. Ortama bir girdim "Oha gene aykırı koyun ben olmuşum." dedim. Kıyafeti pantolon olan tek bendim. Hoş zaten böyle olacağını bilsem bile abiye giymezdim herhalde. Kardeşim oynamaya gitmişiz oraya, rahat olmalı insan değil mi? (Aslında yalan olmasın bir tane daha pantolonlu vardı ama onu saymadım çünkü bol şifondan abiye pantolonlardandı onunkisi de.)

- Rahat demişken o kadar süslü insanı görünce insan etraftakilerin üniversiteli olduğunu unutuyor. Ta ki her bir yere atılmış topuklu ayakkabıları görene dek. Millet okula babetleri spor ayakkabıları giyerek gelmekten yüksek ökçelere alışkın değil tabi. Onlar da benim gibi atmışlar bir kenara ayakkabıları, oynuyorlar deli gibi.

- Tabi topuklu ayakkabıyı bir kenara atmak rahat ama teklikeli de. Zira o kalabalıkta ayağına basmaları işten bile değil. Neyse ki öyle bir kazaya kurban gitmedik.

- Ah bu arada masa sabotajını da tabiki gerçekleştirdik. O meynenetsiz kocaman vazoyu aldık, garsonların itirazları eşliğinde, kenara bıraktık. Oh be dünya varmış. Manzaramız güzelleşti yeminle. (İlerleyen saatlerde, oymaktan çevreye bakmaya fırsat bulduğumda, gördüm ki diğer masalarda tek tek vazoları indirmiş.)

- Mezuniyet balosu içkisizdi. Fakat gözümden ve burnumdan da kaçmadı değil. Bazıları gizlice kolalarına karıştırttıkları votkaları fazla kaçırmışlar. Zira o çılgın apaçi dansı ancak alkolün etkisiyle oynanabilir. (Bence!)

- Bu arada zıplamaktan depremi hissetmedik. (Haliyle)

- Kısacası mezuniyet balosu pardon düğünü güzel şey be!

Not: Dün o balodan kalma yorgunlukla ben bir de okuldaki manga konserine gittim. Ve konser hakkında tek bir şey yazacağım. Onu da okul önceciler anlayacak. Kusura bakmayın. "PMA A5 K4" başarıyla gerçekleşti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.