Sayfalar

3 Eylül 2010 Cuma

Ne Büyülüydün Sen Kırmızı Ojeli Sabunluk

Küçükken en çok evde kırmızı ojeli el şeklinde sabunluğumuzun olmamasına üzülürdüm. Sabunun üstüne gazoz kapağı gibi metal bir şey gömülür ve elin altındaki mıknatısa tuttururlardı. Allahım ne büyülü gelirdi bu eşya bana. Ne kadar dekoratif, ne kadar şık, ne kadar zarifti bu el. Size mutlulukla sabunumu sunuyorum derdi adeta. sunuyorum ki temiz olasınız, pak olasınız...

Bu eli ilk babamın kuzeninin evine gittiğimde görmüştüm. Evin benimle yaşıt kızı lavabonun yanına monteli elden kolayca aldığı sabunla ellerini yıkamış sonra da sabunu suya tutup şöyle bir silkeledikten sonra tekrar takmıştı yerine. Hayranlıkla bakıp içimden "vay canına, nasıl da duruyor sabun düşmeden öyle." demiştim. Gözlerim kamaşmıştı bu şirin teknoloji karşısında.Çocuk aklımla, saygıyla eğilmiştim bu aleti icat edenlerin hayali huzurunda. Sonra o kız beni hadi diye kolumdan çekiştirirken ben nadir bulunan değerli bir taşa dikkatle dokunuyormuşcasına ihtimamla almıştım elime sabunu. Hafif bir çekme gücü olsa da el kolayca bırakıvermişti hazinesini. İşte, temizlik sebebimiz, sonunda elimdeydi. Artık şeker pembesi el sabununun nasıl baş aşağı durduğunun sırrını öğrenebilirdim. Elimle evirip çevirmeye başladım. yanı başımdaki kızın garip ve "n'apıyor bu" bakışları altında sabunun içine gömülmüş metalin üzerinde parmağımı zevkle gezdirdim, küçücüktüm belki yedi, belki sekiz yaşındaydım. Garip bir aletin daha sırrını keşfetmenin haklı gururunu yaşıyordum. Biraz daha elimde inceledikten sonra yavaşca mıknatısa sabunu tutturuverdim. Sonraysa koşup oyuncaklarla oynamaya akraba kızının odasına koştuk.

O günden sonra hep bizim evimize de bir gün böyle bir sabunluk alınma hayaliyle yaşadım. Arkadaşlarımın, akrabalarımın evlerinde, annemle gittiğimiz pazarda hep bu eli gördüm. Anneme al diye ağladım. Ama almadı. İçimde hep kırmızı ojeli, zarif elin bana sunduğu sabunu almak ukde olarak kaldı. Sonra ben büyüdüm, onun yerini daha güzel, daha gösterişli, daha kaliteli sabunluklar aldı, sıvı sabunlar sardı her bir yanı. Bende unuttum gitti onu. Ta ki internette ona tekrar rastlayana dek.

14 yorum:

  1. eskiden kırmızı oje sürünce ablam ellerimle sabunluk diye dalga geçerdi:D

    YanıtlaSil
  2. aaaa benim de dayımlarda vardı bundan...Hey gidi günler!!!Bak şimdi nerelere götürdün beni...

    YanıtlaSil
  3. Ben hiç görmedim bile bunlardan! Çok cahil hissediyorum şu an kendimi. =(

    YanıtlaSil
  4. ahhaaha:)
    unuttuğum bir ayrıntıydı,geçmişten.....

    YanıtlaSil
  5. Haha evet ya ne teknolijiydi o zamanlar. Çocukluğunu kıskandırmak gibi olmasın ama bizde de vardı:)

    YanıtlaSil
  6. bizde de yoktu bundan, bunu bırak bunun aynı mantığından bir de denizkabuğu olanı vardı :s biraz tuhaf olucak ama küçükken evinde klozeti olan evlere de özenirdim ben nedense :s

    YanıtlaSil
  7. Babannemlerin eski evinde vardı; ama sabun yeri ve mıknatısı yoktu. Sabunun orada nasıl durduğunu düşünüp durmuştum. İyi oldu öğrendiğim... :)
    Yazıya da bayıldım hani :)

    YanıtlaSil
  8. ey gidi bizde de vardı bu sabunluktan :( çok hoş bir icatmış kim icat ettiyse teşekkürler ama artık kalmadı maalesef :( özlediğimiz o kadar çok şey var kiii...

    YanıtlaSil
  9. Hehhee :) Ayy, aynı ben. Bizim de bir aile dostunun evinde vardı, ben de çok şaşırmıştım, sonra anladığımda zaten sabunluğu onlar da kullanmamaya başlamışlardır. Hey gidi günler hey... Özendiğimiz şeye bak beaaa :D

    YanıtlaSil
  10. Firari Yolcu... Komik değil mi? Şİmdi satılıyor mu onu bile bilmiyorum. Ama sevmiştik işte :))

    YanıtlaSil
  11. ahaha harika ya =D hep gördüklerimin ojesi gitmişti, yazık =D

    YanıtlaSil
  12. rebecca... Sorma, tembel canım insanlar. Adam bir oje çeker, cilalar değil mi ya :P

    YanıtlaSil
  13. aynı kaderi paylaşmışız seninle.ben de teyzemlerde görmüştüm ne kadar istedim eve annem almamıştı.çok duygulandım görünce :((( şimdi bulsam alırım valla aramak lazım belki hala vardır.sevgiyle.BAHAR...

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.