Sayfalar

5 Aralık 2011 Pazartesi

Aman da Aman Kayseri'ye de Gidermişim

Geçen cuma dersten çıkmış yorgun argın durağa doğru yürüyordum ki karşıdan tren garını gördüm. Hoş günde en az iki kere görüyorum onu ama bu sefer başka bakıyordu bana. Şey der gibi. "Hadi gir içime. Al bir bilet, nereye olursa olsun." Gezgin ruhum karıncalanmaya başladı. İçeri girdim. Baktım, gece binip sabah inebileceğim, sonra gene gece binip sabah Polatlı'da olabileceğim seçenekler arasında en uygunu Kayseri geldi. Ona gidiş dönüş bileti aldım. Alırken yine biletçi kişizadenin tuhaf bakışlarına maruz kaldım. "Hmm... Günü birlik gezi. Allah allah..." "Ya sormayın" demek isterdim ona. "Gizli, çok gizli, top secret, ultra bir aşığım var. Onu ziyarete gidiyorum." Maalesef ufak çaplı bir araştırmamda gördüm ki, günü birlik, yalnız yapılan gezilerin pek çoğunun gizli sevgili için yapıldığına dair bir inanış var. 

Neyse efendim, gardan çıktıktan sonra eve geldim. Bir kaç sandviç yaptım, sabun, peçete gibi elzem eşyaları koca kol çantama yerleştirdim. Netbook'umu ve yedek hırka şal gibi şeyleri de çantanın içine tıkıştırdıktan sonra yolculuk saatini bekledim. Gece gece gara gittim. Sandviçlerden birini özellikle yumurtalı yaptım ki, tren zaten yumurta kokacak, bari bana kokmasın diye. Ama inanır mısınız tren bir boştu bir boştu, bir temizdi bir temizdi vallahi acıktığımda yumurtalı ekmeği yiyene kadar kırk takla attım. Adeta vagondaki az sayıda insanın hepsinin uyumasını bekledim desem yeridir. Zaten öyle hızlıca yutttum ki ekmeği, biri çıkıp "Öf ne bu yumurta kokusu!" dese ben de ona katılıp "Vay görgüsüzler!" diye laf savurabilirdim. O derece yediğim şeye yabancılaştım yani.

Genel olarak tren yolculuğu rahat geçti. Zaten yolun büyük bir bölümünde uyudum. Gözlerimi açtığımda Kayseri'ye varmamıza iki saat vardı. Yumurtalı ekmeği de o arada hüpletmişler zaten. (Artık kim yediyse, bilemicem.) 

Bu seferki gezi de oyun olsun istedim. Kendime bir hikaye uydurdum.
"Adım Zehra. Sınıf öğretmenliğinden mezun oldum. Atanamadım. İstanbul'da Yaşıyorum. Evet, Acıbadem'de. Geziyorum. Yeni evliyim. Kocam kaptan. Evlendikten iki hafta sonra sefere çıktı. Şimdi İtalya açıklarında olması gerek. Yoo hayır, gezmelerime karışmaz. Niye karışsın ki, kendisi o Japonya senin, bu Macaristan benim gezerken benim ondan neyim eksik? Evde onun dönüşünü mü bekleyim kukumav kuşu gibi. Annem'le babam ben çok küçükken ayrılmış. Babam İzmir'de yaşıyordu, Allah rahmet eylesin üç sene önce vefat etti. Onunla hep böyle tren gezilerine çıkardık. Şimdi o yok ben de yalnız geziyorum."

Ama allah kahretsin bir kere bile "sen necisin, adın ne" diyen olmadı. Hayır öyle emindim ki soracaklarına. Zira nereye gitsem sormuşlardı. Neyse olsun. Ben de artık bir iki müze gezdim, yemek yedim, çarşısında dolandım. Akşama doğru da kapağı masalı sandalyeli bir kitapçıya atıp trenin gelişini bekledim.

Dönüşte de artık nasıl uyuduysam az kalsın Polatlı'yı kaçırıp Eskişehir'e devam edecektim. Fakat ohh, pazar sabahı evime vardığımda mutluydum. Valla çakralarım açıldı ayol.

8 yorum:

  1. Hey gidi Kayseri, ben de bi gün tekrar gezme amacıyla gelcem mi seni ziyarete acaba.

    YanıtlaSil
  2. Aman Tanrım müthişsin!O kadar çok özendim ki şuan gara gidip bilet sorabilirim :)) ve de karakter yazımına bayıldım itiraf ediyorum onu arada bende yapıyorum;)

    YanıtlaSil
  3. İlnevyA... Kayseri güzelmiş arkadaş be! Ara ara gitmek gerek Hakikaten.

    Mell'in Çöplüğü... Çok teşekkür ederim. spontan gezmek çok rahatlatıcı oluyor gerçekten de. Tavsiye derim .))

    YanıtlaSil
  4. bu soğukta hiç bir yere çapalamam . ama sen gez kitap gibi kız :)

    bu arada polatlı' da bir gün çalışmıştım çekik gözlü insanlarla dolu.haa bir de ayakkabı görmüştüm çok güzeldi alamamıştım .

    umarım en kısa zamanda en çok istediğine kavuşursun .

    sevgilerimle

    YanıtlaSil
  5. kibritçi kız... ay vallahi hiç dikkat etmemiştim. Dur biraz daha dikkatle bakayım insanlara :))

    Umarım... çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  6. hep insanları böyle kandırır mısınız?

    YanıtlaSil
  7. İşte bu! Yalnız başına birşeyler yapabilen/keşfedebilen insanlara saygım sevgim sonsuz!
    Benzer bir geziyi Zonguldak-Safranbolu arasında yapmıştım, Safranbolu'dan ziyade tren ve trendeki insanlar (maden işçileri) ve diyalogları aklımda kalmış.. Senin gibi :)

    YanıtlaSil
  8. geveze mimar... vallahi senin gibi bir gezginden bu cümleleri duymak beni çok mutlu etti. teşekkür ederim.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.