Sayfalar

13 Eylül 2011 Salı

Bugün Evdeyim

- Erkek kardeşim kendine bir alışveriş merkezinde iş buldu. Annem de çalışıyor zaten. Bugün evde kimse yoktu. Ben de sabah uyandıktan sonra ne yapayım ne yapayım dedim, bari biraz gezeyim. Ama önce banyo yapmam gerek. Şöyle hafif bir makyaj ve güzelleşmek. Markette çalışırken kendimi malak gibi hissediyordum. Diğer kasiyer kız "Abla sen de benim gibi makyaj yapmıyor musun?" dediğinde fark ettim bu malaklığı tabi. Ama sonuçta akşama kadar çalışırken, üzerindeki market gömleğini bile kirletmeden zor üstünde tutarken bir de yok göz kalemim akmış mı, eyvah gözümü ovuşturdum tuvalete gitmem lazım mı diye bir şey yapamayacağıma göre malak olmak en iyisi. Ama bugün evde olduğuma göre işler değişir.

- Ağzımı bir karış aça aça esnedikten sonra attım kendimi banyoya. Ama bir şey eksik böyle küvetin kenarında. Çok önemli bir gereç. Tabi bunu saçlarım iyice ıslandıktan soınra fark ettim. Şampuan bitmiş. Ben de diyorum "Neden erkek kardeşim sabah sabah saçlarını yıkamaya anneannemlere indi?" Artık el mahkum attık elimizi beyaz sabuna. Ardından bari hora gitmesin dedim ablamın çocuklarından kalma dalinle de yıkadım saçlarımı. Ne güzel(!) Böylelikle sabunsu bir yapağılık ve bebeksi bir yumuşaklıkla kafası karışmış saçlarım oldu.

- İşten çıktım. Zira dış ve iç mihraklar tarafından esas mesleğimi yapma yönünde bir baskıya uğruyorum. Açıkçası ya bu güçler çok ikna edici ya da ben de sıkıldım dıt dıt kasiyerlikten, öğretmen olmayı istiyorum artık. Aslında asıl istediğim kendi başıma bir evimin olması ya neyse. Yarın saat 11 de bir iş görüşmem var. Ne olur dua edin de olsun bu iş. Tabi ortamı da güzel olsun. Acil öğretmen arıyorlarmış. Bakalım inşallah işe girerim.

- Erkek kardeşim üniversiteyi gene kazanamadı. Bu sefer de kendi puanından hep yüksekleri tercih ettiği için. Şimdilik ek yerleştirmeyi bekliyor. Bu arada boş durmamak için iş arayışına girmişti. Ben işten çıktım çocuk hoop iş buldu. Annem benim market işine alışıp asla öğretmen olamayacağımdan korktuğu gibi ondan da paranın tadını alıp asla okumayacağından korkuyor. Ki bence ikisi de yersiz. Bunu bir şekilde anlaması gerek.

- Markette çalışırken sabahları annemin servisiyle gidiyordum. Malum yol parasından tasarruf. Haliyle iş yerine çok erken varıyordum. Ben de market açılana kadar yakındaki bir parkta oturmayı adet edinmiştim. Bir gün bir kadın geldi uzaktan. Özür diledi yanıma oturabilir miymiş, sordu. Tabi dedim ama sabah sabah hırlı mı hırsız mı korkmuştum gene de. Öyle ya bir sürü boş kamelya varken neden illa benim yanım. Hemen konuşmaya başladı. Temiz yüzlü birine benziyormuşum. Bir kızı varmış, ticaret meslek lisesini kazanmış. Göndersin miymiş göndermesin miymiş? Bir iki tavsiye de bulundum, kızın kendisi bilir, karışmayın istiyorsa gönderin falan. Sonra bu yavaş yavaş açılmaya başlamasın mı? "Kızım erkekler çok kötü, kendine aman dikkat et" den bir girip o yeni liseyi kazanmış kızının korkunç cinsel deneyimlerini anlatmaya başladı. Yok yaralar çıkmışmış, yok kızına hap içirmişler falan. İyi hoş acıklı üzülüyorsun da beni aldı mı bir tırsma. Teyzecim bunları bana niye anlatıyorsun? Laflarının arasına "genç kızsın, bunlar da anlatılmaz ya kızım seni kendime yakın gördüm." diyor, zaman zaman da "olsun anlatayım, sen de kızımın bir ablası sayılırsın." diyordu. Ben yüzümde sabit, ne tarafa çeksen o tarafa gidecek bir tebessüm, telefonuma bakıp duruyorum. Anlasın da gitsin yanımdan. Tabi anlamadı. Artık dedim "efendim benim kalkmam lazım. Geç kalıyorum iyi günler." Anlayacağınız gene buldular beni. Zaten geçen gün arkadaşımla telefonda konuşuyoruz dediğine göre yüzümde öyle bir ifade, öyle bir gülümseme varmış ki insanlar "İşte aradığım, güvenebileceğim, derdimi anlatabileceğim kişi bu." deyip koşuyorlarmış bana. Hoş, dert analığı yapmaktan hiç bir zaman sıkılmadım. Ama bazen fazla geliyor. Şekil a da görüldüğü gibi.

- Son olarak üstü kapalı bir şey söyleyeceğim. Fazla soru sormak yok. Hep yanlış zamanda, yanlış yerde ama doğru adamlara vuruluyorum. Tabi haliyle hiç bir şey olmuyor. Neyse buna da alıştım ben.

2 yorum:

  1. amma yazmısmıssın yahu kısacası hayat ve biz çeyregini okudum gerisini okumadım ara ara sıkılırım ben hemen okurken bu arada kime vuruldun aşık oldun onu anlamadım ^^

    YanıtlaSil
  2. theice-creamparlour... Hakkaten ya bu sefer biraz sıkıcı yazdım. Neyse bir kısmını olsun okuduğun için teşekkürler.

    ve son sorduğun soruya gelince boşver. Öylesine geldi geçti işte.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.