Diyarbakır'ın ofis semtinde il halk kütüphanesi var. Şimdi hatırlamıyorum ama sanırım başka yazılarımın birinde şöyle bir bahsetmiş olmalıyım. Neyse efendim fazla uzatmadan kütüphanenin kemikleşmiş ve insanı çileden çıkartan bürokrasisine bir örnek vereyim.
Süreli yayınlar bölümünde adı sanı pek duyulmamış ama şirin mi şirin bir edebiyat dergisine rastladım. Makaleri felaket hoşuma gitti. Dedim ki "du bi şunların fotokobisini çekireyim de elimde dursunlar." Hemen danışmanın yanına gittim. Fotokobi çektirmek istediğimi söyledim. Adam yukarı çıkıp malzeme odasına gitmemi söyledi. Yukarı çıktım oda kapalı. Oradaki memurlardan birine odanın kilitli olduğunu söyledim. Memur ne dese beğenirsiniz, aşağı danışmaya inip bilmemne beyi telefonla odaya çağırmalıymışım. Tİn tin aşağı indim. Hayır ben sanıyorum ki o bey gelecek ve fotokobi işlerim bitecek. Ama hiç de öyle olmadı. Bilmemne bey biraz sonra giriş kattaki bir odadan çıktı. Beni de arkasına katıp yukarı çıkmaya başladı. Odaya baktı, kilitli. Başka bir odaya baktı gene kilitli. Ofladı pufladı acil miydi falan dedi. Hiç istifimi bozmadım. Zar zor önce bir anahtar buldu. O başka
odayı açtı. Ben sanıyorum ki makine burda. Yok içeride değildi. Adam oradan başka bir anahtar aldı. En sonunda gidip malzeme odasının kapısını açabildi.
Fotokobi cihazı daha fişe bile takılmamıştı. Fişini taktı, düğmesine bastı. Makine zar zor çalıştı. Kopyalar üretildi. Sıra geldi paraya. "borcum ne kadar?" dedim, demez mi "ona ben bakmıyorum. Bir üst kata çıkın falanca beye sorun." Tamam dedim oflayarak. Falanca beyle merdivenlerde karşılaştım. Fotokobi parasını sordum. Sayfası 50 krş dedi. Yuh! Resmen soygunculuk. "Beyfendi bu kadar ucret mi olur?" diye cırlayıverdim. Falanca bey bilmem artık diyerekten beni müdürün odasına yönlendirdi. Artık iyice sinirden fıttıracak durumda amirin mekanına girdim. Müdür beyle şöyle ufaktan bir münakaşa yaşayarak makul bir fotokobi fiyatı belirledik ve ben alt tarafı 10 sayfa kagıt icin koca bir saat aşağı in, yukarı çık debelenip durdum.
Ya dostlar, öyle çıldırdım ki daha da o kütüphane kitap almak ve birşeyler okuma dışında hiç bir şey yapmıyorum.
ağır ceza avukatı olarak bu yararlı paylaşımlarınızın devamını dileriz.
YanıtlaSil