Sayfalar

1 Mayıs 2011 Pazar

Yalancı Rivayetçiler

Uykucu kız beni mimlemiş. Konusuysa blog açma hikayemiz.

Aslında doğrudan hikayemi anlatmak isterdim size ama bir kaç tane rivayetçi ille de biz anlatacağız diye tutturdular. Aman ne yapayım, siz de kusura bakmayın, ilk önce onları dinleyin bari. 


Birinci rivayet: Sıcak çok sıcak bir yaz gecesiydi. Daha henüz "Kitap Gibi Kız" nickini almamış olan bu kız kara kara düşünmekteydi. Yaş gelmiş bilmem kaça, etraftaki tüm kızlar evleniyor. Bizimkiyse anca kitap okusun, başkalarının düğünlerine gelen misafirlerle ilgilensin, sıkıntıdan şişsin. Tabi her balonun bir esneme sınırı olduğu gibi kitap gibi kızın da sabrının bir sınırı vardı ve şişti şişti sonunda patladı. Patlarken de bari etinden sütünden yararlanayım deyip bu blogu açtı. 


İkinci rivayet: Ey cemaati müslimin sakın ola şu yukarıda anlatılan saçmalıklara itibar etmeyiniz. Kitap gibi kız çok rabıtalı, kendi halinde, hanim hanımcık bir kızceyizdir. Blog açmasının tek sebebiyse Dr jeykıl Mr. Hide gibi ruhunun iyiliyle kötülüğünü ayırmak içindur ki bu da elinde patlamış, kötü taraf onu ele geçirmiştir. Şu anda blogun ona emrettiklerini yapmakla meşguldür. Bu durumundan da çok muzdarip olduğundan kendini "Liberal, biraz kilolu(!), kapalı, fazla kitap okuyup her konuda kimseyi sıkmadan(!) ahkam kesen, bir de çok güzel bamya yiyen pardon pişiren biri" olarak tarif edip onu bu kötü ruhtan çekip kurtaracak pek rabıtalı bir eş aramaktadır.

Üçüncü rivayet: Ulan bu yukarıdaki rivayetçiler ne şerefsiz ne ahlaksız insanlarmış be! Kızın adını çıkaracaklar şerefsizim. Kız buraya içini dökmek, rahatlamak, dalga geçmek için gelmiş. Bunlar da yok düğünmüş, kocaymış, kötü ruh ele geçirmiş, bilmemneymiş konuşup duruyorlar. Hele şu ikinci rivayetciye ne demeli. Pislik herif utanmadan kıza bir de şişko demiş. Balık etli diyeceksin anladın mı? Anan sana eğitim vermemdi mi, ha! Ayrıca sen eğil de kendi göbek yağlarına bak be! 

Dördüncü rivayet: Tüü ireziller, edepsiz kepazeler. Siz de hiç mi utanma arlanma yok, kulakları ayaklarında çıkasice, mendeburlar sizi. Bir kere bu kitap gibi kızceğizim beni çok sever, hiç sözümden dışarı çıkmaz. Geldi geçenlerde bu yanıma. Ağlaya ağlaya "Hasibe teyzeciğim, çok mutsuzum. Kimse dinlemiyor beni." diye anlattı bana. Ben de "Oy kaşına gözüne gurban olduğum gızım. Onca okuduğun gitaplar boşa mı gitsin. Aç bir blog neyin. Yaz yaz da içi dök ferahla biraz." dedim. Gözünün çapağını yidiğim gızım beni hiç kırar mı? Açtı bir blog. Ooohh rahatlayıverdi gızceğiz.

Üçüncü rivayet: Ulan kim soktu bu hasibe karısını be! Karının attığı yalanlardan yol yapsan aya gider, şerefsizim.

Dördüncü rivayet: Bana bak üçüncü müsün nesin? Yalancı diye senin üküz babana dirler. Arlanmaz utanmaz seni!

İkinci rivayet: Ey cemaati müslümün yapmayın etmeyin. Kavga, küfür günahtır! Kitap gibi kız koca için burdadır. 
.......
...........
..........
...........
.........

Kitap Gibi Kız: Valla kavga bu şekilde devam etti, gitti. Ben ayıramadım onları. Zaten ne de meraklılarmış benim blog açma hikayemi anlatmaya. Neyse en iyisi ben anlatayım da daha fazla kafanız karışmasın.

Yaz düğünleri benim korkulu rüyamdır. Daha doğrusu yakın akraba düğünleri. İnsanın tatil olarak bir yazı var zaten. Onu da evde pinekleyerek, kitap okuyarak, sokaklarda avare avare dolaşarak gezmek istiyor. Ee, düğün zamanı bunların hiç birini yapamıyorsun.
Gördüğünüz gibi rahatını düşünen kocaman bir bencilim. Haliyle sıkıntıdan içimi dökmek için çeşitli arayışlara girdiğimde aklıma blog açma fikri geldi. İyi ki de geldi.

2 yorum:

  1. :) süppersin gene bırak sen kavga etsin dursunlar onlar :D

    YanıtlaSil
  2. Kitap cadısı... Evet ya. Hikayemi onlara bırakırsam olacağı buydu. :D

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.