Sayfalar

7 Ekim 2011 Cuma

İlçede Normal Olamamak

Polatlı'ya geleli neredeyse üç hafta olacak, şimdiden bir sürü insanın dikkatini çekmeye başladım. Ne yapsam tuhaf tuhaf bakıyor, değişik yorumlarda bulunuyorlar. Ücretli öğretmenlik için taa Ankara(!)'dan kalkıp gelmem misal okul müdürünü bayağı şüphelendirmişti de sürekli işin altında bir çapan oğlu arıyordu.

Aslına bakarsanız Polatlı tutucu bir yer değil. Fakat nihayetinde küçük bir yer ve değişik davranan insanları garipsiyorlar. Ama ben de iflah olmaz derecede tuhafım galiba. (Yani bence değilim de onlara göre yani.) Dışarıda hareketlerimi hiç kısıtlamıyorum. Kısıtlayamıyorum daha doğrusu. Hatta kısıtlamam gerektiğini farkedemiyorum bile. Ta ki yanıma gelen zapıtanın derdimin ne olduğunu sorana kadar. Durup dururken yorulunca bir kaldırıma çöküveriyorum mesela. Bu da yetmiyormuş gibi bir gazete çıkarıp şöyle bir göz atmaya da başlıyorum. Ezbere bildiğim yollarda, okuduğum kitap da çok aklım kaldıysa, çıkarıp yürürken de okumaya devam ediyorum. Bir fıskiye kenarında, meydandaki musalla taşlarının yanında saatlerce oturup tüm günlük rutin işlerimi oracıkta yapabiliyorum. (telefonla görüşme, kitap, gazete okuma, yazı yazma, etkinlik planlarımı çıkartma vs.) Her gün aynı cafede, aynı masaya oturup, aynı siparişi verip garsonun gelişlerimi kendisinin üstüne alınmalarına çanak tutabiliyorum. Halbuki tek sebebi mekanın çok güzel, ucuz ve sakin olması. (Oralarda devamlı müşteri mi yok mu acaba?)

Galiba insanın normal görünmesi için nerede bulunuyorsa oradakiler gibi davranması gerekiyor. Belki de sebep benim hala İstanbul'daymışım gibi davranıyor olmamdır. Orada bir parkta, bir bankta, meydandaki bir duvar kenarında saatlerce oturunca yanına zabıta gelip "Bayan bir sorun mu var?" diye sormazdı.

Ama bazen bu durumu fazla abartıyorlarmış gibime de geliyor. Yahu yukarıdaki durakta dolmuş çok kalabalık oluyor diye aşağıdaki durağın yerini sormak ne kadar garip olabilir ki.

Neyse bakalım Polatlı mı bana alışacak yoksa ben mi Polatlı'ya uyum sağlayacağım, göreceğiz.

Not: Okul müdürüm sorduğu sorularla "Parçalanmış ve rahat bir aileye sahip olduğuma" karar vermiş olacak ki taa Ankara'lardan buraya gelmiş olmamı(!) anladığını söyledi. (Sağolsun.) Halbuki söylediğim şeyler sadece ablamın Fransa'da, kız kardeşimin de İstanbul'da evli olduğunu, erkek kardeşiminse bir mağazada çalıştığını söylemek oldu. He, bir de babamın ben küçükken öldüğünü ve annemin de memur olduğunu söyledim. Varın adamın tam olarak ne düşünmüş olabileceğinin yorumunu siz yapın.

4 yorum:

  1. Bir sorun mu var neden dolmus duragını soruyosun ki, burada herkes dolmus duraklarının yerini bilir, diyorlarmıs :))

    YanıtlaSil
  2. hitman-3 valla onu düşündüler demek ki :))

    YanıtlaSil
  3. Selam tesadüf tesadüf eseri blogdan bloga gezerken sizin blogunuzu gördüm kitap gibi kız tam ekranı kapatıyordumkiii Polatlı kelimesini gördüm hımmm ne deyim ben sana şimdi malesef memleketim böle ama değişecek emin ol o zabıta sana yardım amaçlı gelip sormuştur zira Polatlıda kızlar kaldırıma pek oturmaz niye çünkü herkes birbirini tanır falan filan işte, Polatlı ile ilgili umudunu yitirme :)

    YanıtlaSil
  4. esra... teşeşkkür ederim. Yoo polatlı'yı yine de seviyorum. eyvallah polatlı'lı birinden yorum almak hoş oldu:))

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.