Sayfalar

3 Ekim 2011 Pazartesi

Resmi Yazılara Savaş Açtım


Tüm resmi yazıların tabularını kırmak için içimde tarfi imkansız bir istek var. Yazıya özgürlük devrimi! Bir tez okuyorum örneğin o kadar sıkıcı ki içi bayılıyor insanın ama okunmak zorunda. Dilekçe yazıyorsun mesela hani son paragrafında "bilgilerinize sunar gereğinin yapılasını arz ederim" diyor ya onun altına notlar düşmek isterdim ben.

Not: “hanıma selam.”
“Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim.”
“Bizim şu iş olursa hayırlısıynan adak adadıydım.”
“Hacı ne olur, yapsan yapsan bir tek sen yapabilirsin.”
“En büyük kaymakam bizim kaymakam.” vs.
Ya da
“Hacı kaçtır dönüyor dilekçe ne iş?”
“Len ne zaman sorsam, görüşmede diyorsunuz. Biz bilmiyor muyuz kağıdın masada malak gibi yattığını?”

Aslında yukarıdakiler esas meseleye giriş mahiyetinde. Asıl konu şu. Ana sınıfında velilere ara ara notlar yolluyorum. Misal “Lütfen beslenme listesine uygun yiyecekler koyun.” ya da “Yarın çocuğunuzla gelirken parmak boyası önlüğü getirin.” vs. Halbuki böyle yazacağıma sinirli mektuplar falan yazabilseydim keşke. Bir örnek vereyim mi?

Sayın Veli

Nasılsınız? Valla beni sorarsanız iyi diyelim iyi olalım işte. Sizin bebelerin peşinde dolanıp duruyoruz. Lan bazılarınız nasıl yetiştirmiş çocuklarını, ağlayıp duruyorlar. Ben size kaç kere demedim mi ağlayan çocuğu getirmek yok diye. Peki şu hasta çocukların haline ne demeli. Aksıran mı dersin, kusan mı, burnu akan mı? Sınıfcak hasta olacağız yemin ediyorum. Ne bu canım. Derdiniz ne sizin? Çocuğu sınıfa koyup rahat rahat temizlik yapmak mı? Çay partisi düzenlemek mi? Oysa hiç “öğretmen de hasta olursa” diye düşünen yok. Ondan sonra hoca rapor alsın okula gelemesin, sizin bebelerde öğretmensiz kalsın. Yok ya! Var mı öyle üç kuruşa beş köfte. Yarından itibaren kimse hasta bebesini okula yollamasın. Veli meli dinlemem, alırım ayağımın altına!

Hadi bir örnek daha vereyim.

Aman velim canım velim.

Ben size kaç kere farklı beslenme göndermeyin demedim mi? Nedenini de veli toplantısında açıklamadım mı? Pehh! Bir kulağınızdan girip bir kulağınızdan çıkmış olmalı. Hayır yani anlamayacak ya da unutacak ne var anlamıyorum. Herkesin beslenmesi aynı olsun ki kimsenin canı gereksiz yere farklı şeyler çekmesin. Çocuklar “o yiyor ben yiyemiyorum” diye üzülmesin yani. Ama yok, herkes patates getirirken sen simit koy olacak iş mi? Hele bazı veliler var. Çocuklarının midesinde çokokrem ağacı çıkacak sayelerinde. Hergün hergün ne bu canım. Dişlerine yazık veletlerin. Yarından itibaren herkes listeye uyacak. Yoksa karışmam, ona göre.

3 yorum:

  1. Güldüm, bildiğin güldüm okurken. :)
    Aklıma şey geldi, bir arkadaşımın yaptığı bir şey.
    Deneme sınavının optik formunun arkasına "Böyle zor sınav niye yaparsınız ki?" temalı bir yazı yazmıştı.
    Ama sonra ne oldu, hocalar onu okudu mu hiçbir fikrim yok.
    Bence mektupları bu şekilde yazmalısın! Hem daha çok etkili :)
    Tabi veli tepkisi nasıl olur bilemiyorum. Ehe.

    YanıtlaSil
  2. PArya Tavananna... Ben de bildiğin senin mesaja güldüm :)) Güzel anlatmışsın.
    Yok velilere resmi göndermek daha iyi. Her ne kadar içimden deli gibi lakaytlık geçse de.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.