Carson Mccullers diye bir yazar ablamız varmış. 1967 yılında ölen bu ablamız şu anda benim okuduğum "Küskün Kahvenin Türküsü" kitabının da yazarı.
Kitabın içinde yedi tane öykü var. Yedi tane sevgiyi anlatan, Yedi tane sıradanlığın gölgesinde sıra dışı öykü.
Tuhaf ve tekinsizler. Komik fakat hüzünlüler. Bitter çikolata yersiniz ya kakao oranı %90 hah, onun gibi acı ama zevk veren hikayeler. Ah bir de oldukça sürükleyiciler.
Kitabı bana çok çok çok sevdiğim bir arkadaşım verdi. "Neden kitap okumayı sevmiyorsun?" diye aptalca bir sorgulamaya girişmiştim. O da bir gün bir cafede onu beklettiğim zaman iş bankası yayınlarına girip satın almış. Tamamen tesadüf. Kitabı elinde tutmuş, bakmış kapak resmi güzel, isim etkileyici. Alıvermiş.
Okumadı tabi. Bana verdi sonra. "Ben okumayı sevmiyorum benim yerime sen oku, anlatırsın." demişti. Ne zamandır elimde bekliyordu. En sonunda dünün vermiş olduğu sıkıntıyla elime bir aldım ki bırakamadım. Seksen beş sayfalık ilk öyküyü bir çırpıda bitirdim. Şimdi yarısındayım.
Efendim okuyun pişman olmayacaksınız.
Buraya kitap ve yazar hakkında bir kaç link koyuyorum. Umarım işinize yarar.
Not: İlk defa bir kitap postu giriyorum. Haydi hayırlısı.
Bi de kitap yazıları için blogta özel bi etiket köşesi koyacağım. Şimdilik biraz yazı biriksin. Belki kitap yazıları yazmaya devam edersem yeni bi blog açabilirim.
kapak gerçekten etkileyici bir kapağa sahip, adı da çok melankolik duruyor, okunmaya değer :)
YanıtlaSileyvallah arkadaşım:)
SilBiricik diyor ki....
YanıtlaSilArkadaşınız hiç te haksız değilmiş kitabı seçmekte.Ben de olsam bu kitabı sadece sırf isminden dolayı kolayca seçebilirdim.Tavsiyenize de teşekkür ederim.En kısa zamanda da okumaya çalışacağım.
arkadaşıma benziyorsunuz o zaman:)
Sil