Sayfalar

3 Mart 2013 Pazar

Kedicik Ne Yaptılar Sana

Bir zamanlar bizim bir kedimiz vardı. hani şu yazıda biraz bahsetmiştim.

Neyse bizim kedi ki adı Paşa'dır, pek bir pisikopatlaşmaya başlamıştı son günlerde. Zorla dışarı çıkmaya çalışıyor, her tarafı kir pas içinde dönüyordu. Aferin ev arkadaşıma da. Gelince insan bir yıkar değil mi? Yok o sadece ayaklarını siliyor. Sanki yere temas eden tek yeri patileri. Bu kirliliği yetmezmiş gibi bir de başka kedilerle kavga edip kulağı, patisi, boynu falan yaralı da geliyordu. En sonunda karar verdik. Bir daha dışarı çıkarmayacaktık. Zaten iyice havalar soğumuştu. Ama bizim ki ne yapsa beğenirsiniz? Ben o zaman evde değildim. "Beni çıkartmıyor bu karılar." diye bağıra çağıra boynunu pençesiyle yırtıvermiş. Kızlar apar topar veterinere götürmüşler.

Aslında anlatıyorum gerçi ya bizim bu Paşa'yla yıldızımız hiç barışmadı. Geçen sene eve ilk geldiğinde kumu getirmeyi geçiktirmişti arkadaş. Kedi bu tabi hayvan. Tuvaletini tutabilir mi? Ne yapacak, evin en uç noktasında, gözlerden ırak, kapısı aralık ilk odaya girip işini görecek. Odama bir girdim ki ne göreyim? Açık kahverengi kakasının başında durmuş bana bakıyor. Sinirle kovaladım hayvanı. İğrene iğrene çamaşır sularıyla sildim sildim sildim. Ama bellemiş bir kere tuvalet diye orayı. Durur mu? Aynı gece, kumu koridorun bir köşesinde durduğu halde, geceleyin sinsice gelip halının aynı yerine yapmış kakasını. Gördüğümde çığlık atarak uyandırdım milleti. Kızlar ne oluyor diye yanıma geldiler. Gene öğüre öğüre temizledim kakasını. Sonra da paranoyak derecesinde odamın kapısını kapatır oldum. Zaten uzun bir süre tuvaleti geldiği zaman önce benim odamı şöyle bir yokladı, kapıyı açamayınca kumuna gitti, tırıs tırıs.

Böyle böyle ilk psikopatlığının göstegelerini açığa vuran bu hayvandan soğumuş oldum. Artık ne ben onu seviyordum ne de o beni. Nefretle bakıyorduk birbirimize. Yanıma asla yaklaşmıyordu. "Kedileri sevmiyorsun galiba diyorlardı" arkadaşlar. "Hayır." diyordum. "Seviyorum ama Paşa hariç!"

Bu kedinin psikopat olduğunu ben tee o zamanlar anladım ama kızların anlaması işte bu boynunu yırttığı döneme rastlar. Neylesinler ki böyle bir hadise başladığından beri elleri mahkum salıyorlardı kapıya. Ama bir gün paşa gelmedi eve. Ben o zaman evde yoktum. Bahçeye çıkıp uzun uzun aramışlar. Onu bulduklarında çok kötü haldeymiş. Yürüyemiyor, miyavlayamıyormuş. Her tarafı kan içindeymiş. Apar topar alıp veterinere götürmüşler. Hayvancağızın beli, kuyruğu kırıkmış. Cinsel organı kullanılamaz haldeymiş. Veterinerin tahminine göre çiftleşme anında bir insan, ki ona cani demek lazım bence, tekmeleye tekmeleye dövmüş Paşa'yı. Yoksa bu hale onu başka kedilerin getirmesi imkansızmış. Ondan sonra çok yaşamadı zaten. Neyleyim, mekanı kedi cenneti olsun.

***

Ulan vicdansızlar, ulan şerefsizler. Ne kadar sövsem azdır onlara. Yahu ben ki ondan hiç hazzetmiyordum, en hafifinden fiske dahi atmadım, candır diye. Sizin ne alıp veremediğiniz vardı şuncacık savunmasız pisicikle.

4 yorum:

  1. Ah cok yazik. Inanamiyorum, ne kadar manyak var ulkede. Hasta insanlar. O kedi kadar degerleri yok gozumde. Psikopatlar.

    YanıtlaSil
  2. Biricik....
    Evet maalesef insanliktan nasibini alamamis insan görunumlu yaratiklarla birlikte yasamak zorundayız bu dünyada....

    YanıtlaSil
  3. Allah cezasını versin yapanın. ne isterler ufacık hayvanlardan!! sanki kendi yunurtadan çıktı beyinsiz!!

    YanıtlaSil
  4. Vicdan sızısından gece uyuyamayasıcalar, geceleri rüyalarında kovalasın onları, canlarını yaktıkları her canlı.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.