Sayfalar

10 Kasım 2010 Çarşamba

Kafam, Dikiz Aynası ve Kaza

Bir önceki mim yazımda ehliyetimin olmadığını yazmıştım ya aklıma neden araba kullanmak istemediğimi yazmak geldi.


10 yaşındaydım. Annem köfte yapacaktı “gitte köfte harcı al da gel.” demişti. Normalde asla ilk dediğinde koşup gitmeyen “banane banane kardeşim alsın” diye tepinen ben herhalde köftenin aşkına son sürat markete koşturmuştum. Çok iyi hatrlıyorum üzerimde kırmızı kot pantolonla oduncu gömleği vardı. Ayağımda da turuncu terlikler.

O yaştaki çocukları bilirsiniz, herşeye koşarak giderler. Ben de koştum koştum koştum caddeye geldim, gene koştum koştum koştum. Yol ortasında ayağım tökezledi yere düştüm. (Yani ben düştüğümü sanmıştım.) Terliğimin teki ayağımdan fırlamış. Fakat ne hikmetse vızır vızır arabaların geçtiği koca caddede hiç araba yoktu. Ayrıca herşey nedense oldukça flu görünüyordu. Sonra birden yolun karşısında amcamı gördüm. Elindeki sigarasını Cüneyt Arkın gibi hışımla atıp uçuk sarı gömleğini rüzgarda havalandıra havalandıra bana doğru koşuyordu. Ben hala “terliğim terliğim” diye önümde duran arabaya aldırmadan yolda aranırken o beni kucakladı, göğsüne bastırdı, orada ne işi olduğunu anlayamadığım arabanın içine birlikte bindik ve dosdoğru polikliniğe gittik. Bu arada kendime geldikçe amcamın göğsündeki kanı da farketmeye başlamıştım. Filmlerde göğsünden vurulmuş insanlar gibiydi aynı ama nedense hiç acı çekmiyordu.

Polikliniğe varınca hemen dikiş atmak için beni sedyeye yatırdılar. Dikiş atacaklarını anladığım anda çıldırmaya başladım. Çünkü sınıftaki çocukların anlattığına göre dikiş atarken o kadar çok acıyormuş ki ben o acıyı yaşamaktansa bırak alnım dağınık kalsın demeye razıydım fakat o yaşta böyle cümleler kurmaktan aciz olduğumdan onun yerine çırıl çırıl ötmüştüm işte. Ben böyle feryat figan ederken baktılar ki kafama dikiş attırmayacağım uyuşturucu iğne vurmaya karar verdiler. Sonra da doktor benimle sohbet etmeye başladı. Klasik şeyler işte. “adın ne, yaşın kaç, derslerin iyi mi?”falan filan. Sonra aaa, kalkabilirsin demesin mi? Oh be dikişten yırtmışız diye sevinirken doktor amcama “pazartesi gelsin de dikişlerine pansuman yapalım.” deyince aklım başıma geldi. Alacağı olsundu o doktorun. Allem etmiş kallem etmiş atıvermişti dikişi.

Sonradan olayları öğrendiğime göre karşıdan karşıya geçerken gelen arabayı görmeyip hızla koşmaya başlamışım. Otomobil o hızla bana dikiz aynasıyla çarpınca ben bir yana savrulurken terliğimin teki de başka bir yana savrulmuş. Bu arada ayna da benim kafama dayanamamış o da kırılmış. (Uzun bir süre arabanın aynasını kafamla kırdığım için dalga konusu oldum zaten. Sakın siz de yapmayın, karışmam!) Cüneyt Arkın amcamsa koşup beni yerden kucaklayınca gömleği alnımdan akan kanla boyanmış, annemse öldüm sanıp, haber alana kadar, ufak çaplı bir baygınlık geçirmiş.

Bu olaydan sonra bir ay caddeye çıkamadım. Sonraları ufak ufak yola çıkmaya başlasam da, on beş sene geçti aradan, hala karşıdan karşıya koşa koşa geçiyorum ve ne şimdi ne de ileride asla ehliyet alma gibi bir niyetim yok. Hem, ne gerek var, bir yerden bir yere gitmek için yeterince vasıta var zaten. (Bu da züğürt tesellisi olsa gerek.)
............

Neyse sonuç olarak, iki kere ÖSS sınavını yüksek puanla kazanabildiğime göre kafam hala yerinde demektir. Tabi burdan şöyle bir sonuç daha çıkıyor. Araba çarpmasaydı ne zehir, ne süper bir zeka olurdum kimbilir. :))


Not: Yukardaki konuyla alakasız olacak ya kız kardeşimin şu yazısı beni korkutmaya yetti. Tamam kabul ediyorum yazısı oldukça komik ama okuduğum zaman, içinde gerçekleşen olayın üzerinden bir gün geçtiyse ve aradığımda telefonları cevap vermiyorsa insanın hakikaten etekleri tutuşuyor. Artık edemedim eşine telefon ettim, neyse ki yaşıyormuş. (!)

4 yorum:

  1. 15 yıl gecikmeli bir "Geçmiş olsun". Çocukken yaşanan şeylerin etkisi daha kalıcı oluyor bünyelerde.

    YanıtlaSil
  2. ilnevya... teşekkür ederim. hakikaten de öyle. ama şükür ki istanbul trafiği bu korkumu söndürüyor. herhalde fazla uyaran yüzünden.

    YanıtlaSil
  3. 6 yıl okuyan doktor "yaşın kaşındasın?" derken acaba ne demek istedi? :))

    YanıtlaSil
  4. şirvan... upss! yanlış yazmışım :) neyse sonra düzeltirim.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.