Sayfalar

3 Kasım 2010 Çarşamba

Kısa... Kısa... 4

- O kadar trene methiyeler düzdüm ama sanmayın ki beğenmediğim yönleri hiç yok.

Bir kere vagonlarda priz olması o ekspresin pahalılıyla değil tamamen tesadüfe bağlı. Bunun yüzünden dün yazımı zar zor yayınlayabildim mesela. Yayınladıktan hemen sonra da şarjı bitti garibimin. İnanın abartmıyorum bir keresinde Anadolu ekspresiyle Ankara'ya gelirken bacaklarımı biraz açmak için vagonlar arasında yürüyüşe çıkmıştım, bazı vagonların prizinin olduğunu bazılarınınsa olmadığını görmüş, iyice sinir olmuştum. Anlayacağınız bu priz olayına takmış durumdayım.

Ayrıca neden inatla hep bir saat gecikmeli Ankara'ya varan güney ekspresinin varış saatini düzeltmiyorlar onu da anlayamıyorum. (Aaa, durun durun! Ben tcdd'ye bir mail atayım. Çok ilgililer hemen cevap veriyorlar.)

- Son sınıftayım, ilk defa valizimle sınava gittim. Hatta o da yetmedi sınavdan sonra valizimle staja gidip, "Stajdan sonra kocaya mı kaçacaksın ne bu hal?" esprilerine de maruz kaldım.
Olay şu aslında. Bilimsel araştırmalar dersi hocasının panodaki "pazartesi saat bir de toplantıya gelmeyen devamsızlıktan kalacaktır." notuyla karşılaşınca benim staj da pazartesiden salıya alındı. Tamam ana sınıfına öğleden sonra gitmem gerekiyordu ama sabah da sınav vardı, hem trene de akşam altı buçuk gibi binecektim. Ee, haliyle ben de kaba bavulumla önce sınava sonra da staja gittim. Allahtan okul pendik garına yakın, tren de pendikten yolcu alıyor da, paydos saatinden sonra rahat rahat gara gidebildim. Ama felaket yorulduğum için eve gelince öğlen bire kadar uyumuşum.

- Ankara'ya geldiğimi tam olarak sabah dolmuşa binerken valizime yardım etmek yerine yolcuların kös kös oflayıp puflamalarından anladım. Oysa İstanbul'da valizi neredeyse hiç indirip bindirmene fırsat vermez, hemen yardım ederler. (Demem o ki, bu yazıyı okuyanlar Ankara'lı arkadaşlar, bakmayın öyle bön bön, koşup yardım edin. Şu ön yargıyı bir kıralım artık yahu.)

5 yorum:

  1. wirelesli trenleri seviyorum yemekli vagonları seviyorum seviyorum da seviyorum :D

    YanıtlaSil
  2. mia... çok tatlı yazmışsın, ben de seviyorum da seviyorum :)

    YanıtlaSil
  3. priz değil, wireless gelmeli artık trenlere...
    valiz bölümüne çok güldüm... bi keresinde bi stajyer öğrenci okula vileda sopası ile gelmişti.. :) benim böyle bi anım yok ne yazık ki.. keşke olsaydı :)

    YanıtlaSil
  4. Ben yaşadığımı ilk kez Bandırma tireninde buldum. Ve hala yaşamaktayız onhunla,birlikte..

    YanıtlaSil
  5. ruşen... aslında haklısın bence de kablosuz ağ gelmeli artık. Ama prizsiz bir kablosuz ağ neye yarar? ama benim bindiklerim içerisinde bir tek fatih ekspresinde kablosuz ağ var.

    profesör... ah bandırma treni! istanbuldan izmir'e giderken deniz otobüsü aktarmalı kombine biletle binmiştim ona. Beni çok güldüren küçük bir kız vardı vagonda.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.