Sayfalar

11 Şubat 2011 Cuma

Oğlanın Kendini Göreydik İyiydi

Bu güne kadar bizim aileye gelen sadece bir tane görücü görmüştüm. o da ablama lisedeyken gelmişti. Genellikle bizimkiler herhangi bir görücülük muhabbeti geçtiğinde "Bizim kız okuyor." diye daha başından kestirip atar evimizin kapısına dahi uğratmazlardı onları. Zaten ablamla kız kardeşim kendisi bulmuştu eşlerini. Öyle görücü usulüne ne gerek vardı?

Ancak iş benim gibi dokuz yıl üniversite okumuş 25 yaşında kazık(!) kadar kıza gelince öyle kendimin bulmasını pek bekleyemediler maalesef.

"Çok iyi bir aileymiş, Oğlan Amerika iyi bir işte çalışıyormuş. Durumları iyiymiş."

Eğer bir erkek bir kızı istiyorsa onu yaşına başına bakmadan hemen oğlana dönüşüveririz. Bu değişmez bir kuraldır. İyi bir aile olmasına gelince hangi kılavuz kadın kızın ailesine getirdiği görücüyü kötüler ki? Bizimkilerin tek çekincesiyse çocuğun ailesinin durumunun çok iyi olmasıymış. Çünkü maddi durumlar iyi olan aileler nedense (niyeyese, ne zorları varsa) gelinlerini çalıştırmak istemiyorlar. Bu yüzden bizimkiler için en ideali karısının ve kendisinin alacağı maaşla evi ancak döndürebilen erkekler. Anlayacağız bizimkilerin, zorunluluktan, öyle fazla malda mülkte gözleri yok.

Aslında Yazın İstanbul'a yeni gitmişken ortaya çıkan bu görücülük oyunu benim Ankara il sınırları dışında olmam dolayısıyla sekteye uğramış çoktan unutulup gitmişti. Benim eş aday adayım da yarı yıl tatilinde taa Amerikaları komşu şehir belleyip bir kez daha Türkiye'ye gelince bizim gönüllü kılavuz kadınımız, aile dostumuz  benim olumlu tepkim üzerine oğlanla beraber anneannemlere geleceğini söyledi bugün. De maalesef oğlundan önce kızı kendisi görmek isteyen kaynana aday adayı yüzünden biz Amerika'lıyı hala göremedik!

Aslına bakarsanız bu aralar öyle hemen evleneyim, başım bağlansın gibi bir düşüncem yok. Öyle yurtdışı diye bir sevdam da yok açıkçası. Tamam bir burs çıksa master için oralara koşa koşa gideriz ama orada yaşamak! İşte bu noktada durmak lazım. Türkiye'nin suyu çıkmadı ya. Hele İstanbul'un suyu hiç çıkmadı. Buraları bırakıp elin Amerika'sında yaşamak da neyin nesi. Ancak doğrusunu söylemek gerekirse bu sefer fena halde merakıma yenildim. Kimmiş şu öve öve yerlere göklere sığdıramadıkları Amerika da görevli velet!

.......................

"Oğlan ilahiyat bitirmiş, hocaymış. Sen yapabilir misin ki hocalarla hıı?"

Bir de annemde genel bir kanı var. Her ilahiyat mezununu şıppadanak hocaymış, tutucuymuş diye yaftalayıveriyor. "Anne" diyorum. "Mesleğini daha bilmiyorsunuz ki." Aslına bakarsanız eskiden bende annem gibi düşünürdüm. Fakat gittiğim tiyatro kursunda ilahiyat mezunu, mesleğinin hocalıkla yakından uzaktan ilgisi olmayan, fırlama Ömer'i tanıdıktan sonra bu ön yargım tamamen silindi. Bir de tabi gönüllü çalıştığım kütüphaneye gelen ilahiyatlı bebeleri gördükten sonra... (Zaten sonradan öğrendik ki oğlanın- bak ben bile oğlan diyorum- mesleği dil rehberliği miymiş neymiş. Hoş Nasıl bir meslektir onu da bilmiyorum ya.)

......................

Neyse efendim, çağırdık geldiler. Ancak önemli bir eksikle beraber! Yanlarında oğlan yok. Olur mu hiç anam babam. Ben sizi buraya gül cemaliniz için mi çağırdım?
Kadın salona girdi, oturdu, bana şöyle baktı baktı baktı. Benden hoşlanmamaya karar verdi, ben de ondan hoşlanmamaya.  Zaten bu memmuniyetsizliğini benim İstanbul'a erken gidişimle bağdaştırdı. Sonra yanlış anlamayalım diye yanındaki kılavuz bacıya "neden bu kızın geldiğini bir hafta önce söylemiyorsun?" dedi, "ben mi evleneceğim, daha bunların bir kaç kere dışarı çıkıp gezmesi ilazım idi." dedi. Dedi dedi dedi. Ancak konuşurken benim "ay parçası" gibi bir kız olduğumu da araya sıkıştırıverdi. (Maksat kızın ailesi kırılmasın!)

Ben sırıtıyorum, gülüyorum ama hiç lafa karışmıyorum. İçimdense "Oğlanın Kendini Göreydik İyiydi" diyorum sadece. Çünkü kendimi biliyorum bu iş olmaz arkadaş diyeceğim. Sadece merak ediyorum o kadar! Anlayacağınız şu görücülük tecrübesini sonuna kadar tatmak istiyorum. Bu yüzden oyunu kuralına göre oynayacağım. Bundan dolayı kadına yani müstakbel kaynana adayıma İstanbul'a giderken bir iki gün opsiyon yapabileceğimi söyledim. (Maksat oğlunu getirsin.)

Not: Yurt dışındaki oğlu için kız bakan anne pek kendini beğenmişti. Sanki Amerika Vespuçi kendisiymiş de keşfini bana lutfediyor gibiydi. (Zaten bana şöyle normaller denk gelmez ki.)

Not2: Anneannem dedi ki "Görücülerin yanında gözlük takarak gözlerinin bozuk olduğunu sergilemek mi zorundaydın?"

Not3: Belki oğulları akşam beni görmeye teşrif ederlermiş.

Notlar çığ gibi büyürken: Bakalım oğlan gelirse izlenimlerimizi yazarız. Gelmezse sen sağ ben selamet.

11 yorum:

  1. Eheh resimdeki kadın çok fenaaa...
    Hayırlısı olsun kuzucuk. Bi de görücülüğün detaylarını öğreneceğim derken şıp diye evlenirmişsin. Asıl o zaman bu yazına ne kadar bakıp güleceğini hayal ettim ben.

    YanıtlaSil
  2. Hayırlı olsun...ama banada çok komik gelir durum, neden önce kız görülür, erkek sonradan teşrif eder, halbuki önce kız görecek, beğenirse ikinci görüşme olacak :))Devamını bekliyorum, bende merak ettim :)))

    YanıtlaSil
  3. rengarenk... Ben de o yüzden bu resmi seçtim zaten. Değil mi? Bir de böyle bir tehlike var :P

    yerdenuzak... Devamını inşallah yarın akşam yazacak gibi duruyorum. Zira adayım yarın öğlen teşrif edecekmiş.

    YanıtlaSil
  4. Kısa, saçlı badem bıyıklı, beyaz tenli, mülayim bi tip canlandı kafamda, bakalım ne çıkacak :)

    YanıtlaSil
  5. hitman-3... Aaa, var ya sen söyleyene kadar hiç böyle düşünmemiştim:) Dur yarın görünce tipinin nasıl göründüğünü de yazayım.

    YanıtlaSil
  6. Not2'ye bayıldım. Anneanne hoş bir kadın sanırım.

    Ve bence de "Oğlanı bir göreydik!"

    YanıtlaSil
  7. 9 yıl üniversite mi???? ne okudun o kadar yahu?:D

    Bana göre oğlan kendi kendine bir kız arkadaş bulamayacak kadar pısırıksa o iş olmaz... Pısırık olmasa hiç görmediği tanımadığı birine neden bu teklifleri götürsün... Bana öyle geldi en azından..

    YanıtlaSil
  8. şirvan... çok hoştur gerçekten.

    san kıllanma tarihi... matematik artı okulöncesi öğretmenliği.

    Kendisi gelmesi zaten. Neyse akşam bu yazıyı yazarım

    YanıtlaSil
  9. oooffff çok zor işler bunlar yaaa!!!
    Ben en çok kıza haber verilmeden çaktırmadan görülüp ,tanınan yaratıcı görücü usulünü beğeniyorum:))) bu sektörde de yenilik lazım ;))

    Bi sonraki yazıyı heyecanla bekliyorum :D

    YanıtlaSil
  10. kız sıdıka... çaktırmadan görülme kısmı hakkaten en iyisi ya:) Kesinlikle bu sektöre yenilik lazım.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.