Sayfalar

12 Kasım 2010 Cuma

HasTane Egzotizmi


- Teyzeee nasılsın?
- İyiyim yavrum sizi gördüm daha iyi oldum.
- Yaş kaç teyze?
- Seksen beş.
- Hay maşşallah teyzeme. Şekerin, kolesrolün var mı?
- Yok yok. (Bunu hasta yakını söylüyor.)
- Dur bakalım tahliller öyle demiyormuş. Hemşire hanım...

........

Hastaneler- eğer bir hastam yoksa veya kendim hasta değilsem- bana hep oldukça egzotik gelmiştir. Etrafta kolu, bacağı, gözü sarılı insanlar, elinde idrar ya da serum şişesiyle dolaşan amcalar yemeni ve pijamalarıyla tatlı tatlı sohbet eden refakatçiler ve geceleri hasta odalarından belli belirsiz yükselen müzik sesleriyle ayrı bir dünya gibidir hastaneler.

Ben de çok şanslıyım ki pamuk gibi yumuşak bir doktor arkadaşım var. Kendisi Ankara'nın büyük ve bilindik bir eğitim araştırma hastanesinde dahiliye asistanı. Onun yoğunluğundan yılda sadece bir ya da iki kere görüşebildiğimiz zaman dilimleri ne mutlu ki bana, hep onun nöbet geceleri oluyor. Zaten o da benim huyumu biliyor ya kontrollere giderken yanında benim de gelmeme ses çıkarmıyor.

İşte şimdi gene Ankara'dayım ve gene onunla bir gece daha nöbette geçirmeyi planlıyorum. Bakalım bu nöbet nasıl geçecek?

4 yorum:

  1. Nöbet nasıl geçti? :)

    YanıtlaSil
  2. Halbuki ne yorucu ve ürkütücüdür hastaneler benim için. Kontrole bile gitmeye çekinirim bişey çıkar da hastanelere düşerim diye. Bilmeden gayet mutluyum diye düşünüyorum :)

    YanıtlaSil
  3. Bibloya Aşık Olan Kız... bende bazen bu korkularımı yenip kontrole gitmiyorum ya allah sonumuzu hayretsin.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.