Sayfalar

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Açın bulaşık makinelerinin önünü

Hatırlarsınız bir reklam dönüyordu televizyonda. Kadir çöpdemir bulaşık makinesiyle ev kadınlarını yarıştırıyordu da biz de makinenin ezici üstünlüğüne sevinçle şahit oluyorduk. O dönem bir çok kadın "vay be ne tasarruf" deyip yıllarca örümcek ağı olmuş, hayata küsmüş makinelerini çalıştırmaya başladılar, olmayanlarsa bu marifetli aletten satın aldılar güle oynaya. Hatta biz de o zaman almıştık bulaşık makinemizi.
İtiraf edeyim, onun eve gelmesine en çok ben sevinmiştim. Çünkü maşallah çekirdek mekirdek aileydik ya ne bulaşıklar çıkartıyorduk. Kimse hatta annem bile asla çıkardığı bulaşığı kendi yıkamazdı mesela. su içen kaldırmazdı, başka biri de o bardaktan içmez yeni bardak alırdı dolaptan. Yemek pişerken envai çeşit kaşık, çatal çıkardı ortaya. Et doğrarken "bu kesmiyor, bu kesmiyor, aaa bu da kesmiyor" diye diye bir sürü kesici aletle dolardı tezgahın üstü. kesme tahtası yıkanarak kalkmadığından onun gibi üç dört tanesi daha arkalı önlü kirletilir, ardında neredeyse kardeşimin çeyizindeki tahtaya bile saldıracak hale gelirdik. Bir de utanmadan "anne, evde hiç kaşık çatal yok, yenilerini alsak" derdik pişkin pişkin. Yani anlayacağınız biz makine  almayalım da kimler alsındı. Böylece makinemiz "bir yaz gecesi rüyası" olarak evimize girmiş  bulundu.

 Allahım ilk günler nerdeyse sarılacağım gelmişti ona. "canımmm, bitanem, sen bizim kurtarıcımızsın, sen var ya sen sen sen..."
Fakat bunlar cicim aylarıydı, meğer asıl dert sonra başlıyormuş.

                                                                 * * *

 Bir gün babaanne, hala ve teyze kod adlı korkunç ajanlar peyda oluverdi hayatımıza. O günden sonra da onunla benim arama girip bize hayatı zehir etmeye başladılar. Halbuki bizim ilişkimiz güzeldi, aşktan sevgiye evrilen birliktelikler gibi düzeyli ve sadıktı.

ilişkimizi bitirmeye yemin etmiş bu ajanlar ise pusuya yatmış bizi gözlüyor, ona karşı yaptığım ilk hatada hemen fitne mekanizmasını çalıştırıveriyorlardı. Oyunları çok pek çoktu. Bunlardan en önemli üç tanesiniyse şöyleydi.

                                                           * * *

Hata 1: Makineciğimin karnını geç doyurmak.

Uzman ajan: Babaanne

Alanı: Yıkanmayan bulaşıkları ele geçirmek.

Mağdur: her ikimiz

yemek, kahvaltı,çay bilimum şeyin ardından hemen bulaşıkları makineye dizmeliydim yoksa babaanne gizlice onları elde yıkayıvermiş olabilir. Hem de makine de yıkamanın ne kadar önemli olduğuna her fırsatta dem vurduğu halde. Şimdi bu sevgili makineciğime yapılan bir hakaret değil de nedir söyleyin. Elinde yıkayıp bizim kalbimizi kırdığı yetmiyormuş gibi bir de "yıkamıyorlar anam ben olmasam bunların hali nice olur. peehh!" gibisinden dedikodumuzu da yapar. Makineye içten içe kin beslediğinden şüpheleniyorum.

Hata 2: Makinemi yıkanmamış şeylerle beslemek

Uzman ajan: Teyze

Alanı: Durulanmamış bulaşıkları ele geçirmek

Mağdur: Yalnız ben

Bu hatada makineciğim için hava hoş aslında. Zira kendi süzgeçleri öyle küçük delikli ki hiç bir şey içine kaçmıyor. Maşaallah cillop gibi de yıkıyor canımın içi.
Bu takıntılı ajan babanneden bile sinsi maalesef. Ben işimi yaparken etrafta sinsice dolanır ve ondan sonra bir fırsatını bulup kaşla göz arasında foş foş hepsini yıkayıverir. Evet teyze de makinenin tasarrufundan dem vuranlardan. Fakat onca su akıtması ile nerede kaldı o tutumluluk, değil mi?

Hata 3. Makineciğimi düzensiz beslemek

Uzman ajan: Hala

Alanı: İşimi yaparken taciz etmek

Mağdur: her ikimiz

Bizi asla yalnız bırakmamaya yeminlidir bu ajan. Ayrıca babaanne gibi ilişkimizi kıskanır. Emeli aramızı bozup onu benim elimden almaya çalışmaktır. Sevdiceğimin karnını doyurana kadar başımdan bir an olsun ayrılmaz, bik bik her koyduğum tabağa bir kulp takar. "o öyle mi konur, düzelt şunu" en tipik cümlesidir. İçlerinde en tehlikelisi odur.Zira uyguladığı yıldırmaların tasarruf adı altında olmadığını anlamak oldukça zordur. Tıkış pıkış yaptığı makinenin içinden mutlaka yıkanamayan bir şeyler çıkar. Makineciğim de ağzindan lokma kaçırılmış bir karga kadar, işini iyi yapamamış bir tesisatçı kadar yara alır. beni ise aaaahh ah, hiç sormayın.

                                                            * * *

Maalesef daha onlardan kurtulmanın yolunu bulabilmiş değilim. Bu yüzden ilişkimizde ipler iyice gerildi. onları hele babaanneyi uzak tutmak için bin türlü numaralar yapıyorum da bana mısın demiyorlar. bakalım bu işin sonu nereye varacak. merakla bekliyorum.

5 yorum:

  1. bulaşık ajanların harika ya, ve kesinlikle rollerine mükemmel adapte olmuşlar, o kadar gerçek ki bizim evde de bunlardan birkaç tane yaşadığını düşünüyorum :D

    YanıtlaSil
  2. öyle öyle neredeyse her evde çeşitli biçim ve boylarda bol bol mevcutturlar. zavallı bulaşık makineleri

    YanıtlaSil
  3. aklıma bu video geldi:):)

    http://www.webtivi.org/mobese-komik-goruntuler/universiteliler-buzdolabi-alinca-boyle-sevindi-mobese-video_0f33473cb.html

    bu arada bizim evde de bulaşık makinesi yok. Alabilirsek bizim ev halkıyla istiklalde fotoğraf çektiriz artık :)

    YanıtlaSil
  4. izledim videoyu harbi komedi...

    o zaman makineyi alacağın zaman haber ver de istiklalde sizi izlemeye gelelim:)

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.