Sayfalar

20 Ağustos 2010 Cuma

Ama Ben Onu Gerçekten Çok Özledim

Günlerdir bu yazıyı yazmamak için kendimle savaş halindeyim. Yazarsam sanki onu- kız kardeşimi- şimdiki gibi özleyemezmişim, sevemezmişim gibi. Yazarsam onunla ilgili tüm güzel anılarım, düşüncelerim bu yazıyla birlikte tarih olacakmış gibi.

Saçma fikirler bunlar, farkındayım ama insan zaten zihninin en savunmasız anında bu saçma fikirlere tutunmaz mı?


Kızdım, sinirlendim günlerce. Evin kabalığına kızdım, kına gecelerindeki tuhaflıklara, kıyafet alışverişlerindeki krizlere kızdım. Çeyiz hazırlıkları için illaki benim fikirleme başvurmalarına kızdım. Kardeşimin stresine, misafir çocuklarına kızdım.

Onunla eski arkadaşlığmızın arasına kara kedi gibi giren bu törenden ölesiye nefret ettim. Ne vardı sanki, keşke benim Ankara'da asla olamayacağım bir tarihte evlenseydi, onun düğününe hiç katılmasaydım.

Düğünde morali bozulmuştu. Etrafta misafirler vardı ama bir arkadaşı dahi gelmemişti. Yüzü düştükçe düşmüş, üzüntüden kendini törenin ortasında gelin odasına kapatmıştı. Herkes bir anda kaybolan gelini soruyordu. Halamla yanına gittiğimizde arkamızdan gelen yenge hanım nasıl sinir etmişti bizi. "Herkes seni bekliyor. Yerine geçmelisin." demişti de  "Efendim ablasıyım ben, geleceğiz." diye paylamıştım kadını. Sonra gülmüştük arkasından deli deli. Daha sonra arkadaşları geldi. Bir görseydiniz yüzünde güller açmış halini. Bir anda gözleri çakmak çakmak olmuş, milyonlarca kıvılcım çıkmıştı içinden. Bitene, gelin arabasına binene kadar hiç bırakmamıştı onları.

Bayramda ziyaretimize gelecekler biliyorum. Hem evleneli daha bir ay bile olmadı, zaten zaman zaman anlaşamaz kavga ederdik, biliyorum hepsini biliyorum. Ama onu özlemeye engel olamıyorum bir türlü. Onsuz geçecek koca bir yaz tatili.
"Abla canım sıkıldı, hadi dışarı çıkalım" diyemeyeceği, birlikte kütüphaneye gidemediğimiz, uzun uzun edebiyattan konuşamayacağımız, uludağ sözlükte ne yazmışlar diye gülemediğimiz, akşam Ulustan dönerken annemin servisine kaynak yapamadığımız bir tatil.

Kızılay'a inerdik birlikte. Babaannem erken gelin derdi de inadına geç dönerdik. Her seferinde "Yeni bir kafe keşfedelim, hep aynı yerde oturmayalım." derdik de  yine de beğendiremezdim hiç bir yeri ona. Hepsine bir kulp bulur, zar zor oturduğumuz yeriyse aksine sever sonra da yeni bir yer keşfetme işini satıp "Bir daha hep buraya gelelim." derdi. Oturduğumuzda ben çay veya soda içerdim o inadına limonata. Limonataları beğenmezdi ama. "Yapay- derdi- ondan bu kadar ucuzmuş." En iyi limonatayı kendi yapardı. Belki ondan böyle söylerdi.

Eve kimsenin sevmediği greyfurt ve kızılcık alarak gelir sonra oturup hepsini kendi yerdi. Acıkınca sandiviçini özenle hazırlar, sonra birden aklına nereden gelirse gelir bilmem kaç kere yaptığı bin parçalık puzzlesini tekrar yapardı. Bizim saatlerce uğraşıp bir parça yerleştirmemize güler kendisi hızlıca bitirirdi yap-bozunu. Şimdi evde ne puzzle var, ne kimsenin sevmediği meyveler, ne de canı çektikçe limonata yapan bir kız.

Telefonla konuşuyoruz zaman zaman. "Abla sen seversin, eve bir sürü meyve suyu, freşa, kola alıyorum." diyor. "Bayrama Ankara'ya geldiğimizde Tuz gölüne gidelim. Hem pansiyonlar da varmış orada, sen seversin küçük pansiyonları." "Buradaki kütüphaneye üye oldum, raflar çok karışık, ben de senin gibi gönüllü mü çalışsam orada?"  "Çamaşır makinemin on beş dakika ayarı var, yurtta yıkamazsın giysilerini artık. diyor ve arkasından ekliyor "Okulun ne zaman başlayacak, ne zaman İstanbul'a geleceksin, ne zaman bizde kalacaksın?"

..........

Geleceğim, evinde de kalacağım. Çamaşırlarımı da getireceğim. Yine eşini espirilerimle sinir edeceğim. yapacağım, yapacağız, hepsini yapacağız.

5 yorum:

  1. Boğazım düğümlendi valla...Ahh bu kardeşlik...

    Benim kardeşte benden uzakta bu aralar Ankara da!

    İnsan özlüyo gerçekten...Ne kardeşlerle ne de onlarsız oluyo...

    Garib,çelişkili bir ilişki kardeşlik ilişkisi...

    Hem üzülme bakarsın bi yeğen geliverir sana teyze olursun:)Yeğen herşeyi unutturur.

    YanıtlaSil
  2. yorumun için çok teşekkür ederim kızsıdıka.

    Beni çok mutlu ettin

    YanıtlaSil
  3. Ya bu kadar anlatılabilir mi? Aynı olay ablamla benim başıma da gelicek eğer ilerde bir gün ikimizden biri evlenirse ama öyle duygulandım ki anlatamam. Resmen henüz olmamış ayrılığımıza şimdiden üzüldüm..
    Çok güzel bir yazı yazmışsın ve üzülme gidiceksin görüceksin hatta o meyve sularından içiceksin canım..

    YanıtlaSil
  4. mia'cım teşekkür ederim. İnşaallah...

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Yorum alın, yorum yapın. Bloglara can verin.